Canavardan Kaçan Dedem

Zil sesini duyunca koşup kapıyı açtım. Dedemdi gelen. Hemen içeri girdi. Tek sözcük etmeden salona yürüdü. Koltuklardan birine yığılırcasına oturdu. Rengi sararmıştı. Yorgun, bitkin görünüyordu dedeciğim.
"Off! Off!" diyordu sürekli.
"Çok yorulmuşa benziyorsun dede," dedim.
"Aman Ünal! Bana bir bardak su ver yavrucuğum," dedi.
Suyu getirdim. Soluklanmadan içti. Bardağı bana uzatırken:
"Su gibi aziz ol yavrum!"
Ardından da:
"Kolonya var mı kolonya?" diye sordu.
Bardağı sehpaya bıraktım. Kolonya şişesini alıp avuçlarına bolca döktüm. Bir yandan burnundan derin derin soluklanıyor, bir yandan da:
"Ohh! Ohh!" diyerek çekiyordu içine kolonyalı havayı. Dedemi böylesine yorgun, böylesine bitkin görüşüm üzmüştü beni. Yüzünde ağlamaklı çizgiler vardı. İyi ki öylesi çizgiler giderek yitiyordu.
"Yaşlılıkta canavar pençesine düşmek, canavarla pençeleşmek, ondan kaçmak için çaba harcamak hiç de kolay olmuyor Ünal. Kendimi sağ olarak buraya atmış oluşuma seviniyorum şimdi. Evinizin kıyıda oluşu ne güzel. Uzaklıktan yakınmayın. Çünkü..."

YAZAR:Abbas Cılga
BARKOD:9786051773902
ISBN:978-605-177-390-2
SAYFA SAYISI:104
KİTAP BOYUT:13.5 x 21 cm
KİTAP KAPAK CİNSİ:Karton Kapak
KİTAP YAYINCI:Özyürek Yayınevi